Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | ekmek yapmak | make bread f. | ||
I taught Mary how to make bread. Mary'ye nasıl ekmek yapılacağını öğrettim. More Sentences |
||||
Genel | ekmek yapmak | bake bread f. | ||
Baking bread is an art. Ekmek yapmak bir sanattır. More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | hintlilerin çapata (bir tür ekmek) yapmak için kullandıkları tava | tava i. |
Genel | ekmek ve şarap ayini yapmak | mass [obsolete] f. |
Idioms | ||
Deyim | (bir şeyi yapmak) için bir fırın ekmek yemesi gerekmek | have to go some to (do something) f. |
Gastronomy | ||
Mutfak | ekmek somunu şeklinde yapmak | loave f. |
Religious | ||
Dini | ekmek şarap ayinini günde iki kez yapmak | duplicate f. |